Yazıma “Yerim lan sizi!” diye başlayayım da sonradan
unuturum falan maazallah...
Vega, 7 Ekim 2011, Bronx Pi |
7 Ekim Cuma gece Vega’yı izlemek için Bronx Pi’deydik yine.
Vega’nın yeri bende her zaman bir başkadır. Hatta söz konusu Vega olduğunda işe
Mevlana gibi yaklaşıyorum ister istemez; ‘Ne olursan ol gel’. Hani adamlar
çıkıp “biz bundan sonra arabesk müziğe yöneliyoruz, biz artık klasik müzik
yapacağız, vb.” deseler ben yine konsere gidip en öne nasıl geçerim hesapları
yaparım.
Deniz (Özbey)’e benzetirler beni. Vega konserlerinde akraba
olup olmadığımızı soranlar mı dersiniz, beni Deniz zannedenler mi dersiniz; ne
ararsanız var. Bu Vega sevgimin sebebi genetik bir bağ da olabilir, bilmiyorum.
Neyse…
Konser 23:30’da başladı, 01:30’da bitti. Sadece 5 dakikalık
bir ara verdiler. Onun dışında Tamam Sustum, Tatlı-Sert ve Hafif Müzik
albümlerinin en iyilerini –yani neredeyse tüm şarkılarını- çaldılar. Bu kadar
iyi şarkıların sahibi sahnedeyken tabii ki söylenmeyen bir şarkı insanı mekandan
eksik çıkarttı. Hafif Müzik’in pamuk
şekeri, sözlerin derinine indiğinizde sizi afallatan manalar çıkarmanızın
sebebi ‘Yalnızca Ben, Yüzlerce Sen’ çalınmadı. Oysaki ben çok hazırdım “Bap bap
şu bap baaa!” diye bağırmaya. Aslında Vega fanı olmak da zor. Tüm albümlerinin
her şarkısını da çalsalar mutlaka bir şey eksik hissi yaşıyorsunuz. Konser
bitince hem güzel bir konser izlemenin keyfine varıyor hem de neden bu kadar
kısa sürdü hissine kapılıyorsunuz.
Tabii bunun yanında setlistte yer almayan muhteşem
sürprizleri de oldu Vega’nın. Genelde konserlerinde çalmadığı ve benim yıllar
geçse de yeni doğan bebeğim gibi sahiplendiğim “Evet, Ne Var?”, Tatlı-Sert’in
en vurucu şarkılarından ‘Tadın Kaldı’ ve ilk albüm Tamam Sustum’dan ‘Anlatma’
geceyi ölümsüzleştirdi. Bunun dışında ne zaman dinlesem Vega’ya duyduğum saygı
seviyesini zirveye taşıyan Sokaklar Tekin Değil’de kendimden geçtim. İz
Bırakanlar Unutulmaz’da Behzat Ç.’nin unutulmaz sahnesi bir kez daha gözlerimin
önünden geçti. İzleyenler hatırlar; Behzat ve savcı Esra diyaloğunu:
Behzat: Biz senle hep kavga ederiz, mutsuz oluruz biz senle.
Esra: Mutsuz olalım ne var? Biz de mutsuz oluruz. Ben
seninle mutsuzluğa da varım!
Ve neredeyse tüm setlistte hayatımın farklı kesitlerini
hatırladım; hüzünlendim, tebessüm ettim, sinirlendim, heyecanlandım.
Deniz’in izleyiciyle iletişimini de çok seviyorum. “Bizi
sizin alkışlarınız var etti” tandanslı söylemlerden uzak, samimi, olduğu gibi;
Deniz gibi. Grubun gitaristi, aynı zamanda Deniz'in eşi ve hatta aynı zamanda Ceylin'in babası Tuğrul'la sahnede olan iletişimin de ailecek hastasıyız!
Son olarak, daha önce dinlemeyenlere tavsiyeler: Sokaklar
Tekin Değil, Evet Ne Var?, Zat-ı Ali, Desem de İnanma (ki bu şarkı Tatlı-Sert 2
albümündeki alaturka versiyonuyla da sizi bambaşka yerlere götürür), Elimde
Değil, Yalnızca Ben Yüzlerce Sen, Tadın Kaldı, İz Bırakanlar Unutulmaz, Bi
Haber, Anlatma, Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı, Poh Poh Perisi… Biri beni durdursun yoksa ben
bütün şarkıları yazacağım buraya!
Vega’ya not: Son şarkı Tadın Kaldı’ydı. Deniz şarkının son
dizesini, “Bizi üzen neyse burda bitsin…”, söyledi ve konser bitti. Deniz, bizi
üzen konser değildi ki. Neden bitti?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder