10 Ekim 2011 Pazartesi

Evet, Ne Var?


Yazıma “Yerim lan sizi!” diye başlayayım da sonradan unuturum falan maazallah...

Vega, 7 Ekim 2011, Bronx Pi
7 Ekim Cuma gece Vega’yı izlemek için Bronx Pi’deydik yine. Vega’nın yeri bende her zaman bir başkadır. Hatta söz konusu Vega olduğunda işe Mevlana gibi yaklaşıyorum ister istemez; ‘Ne olursan ol gel’. Hani adamlar çıkıp “biz bundan sonra arabesk müziğe yöneliyoruz, biz artık klasik müzik yapacağız, vb.” deseler ben yine konsere gidip en öne nasıl geçerim hesapları yaparım.

Deniz (Özbey)’e benzetirler beni. Vega konserlerinde akraba olup olmadığımızı soranlar mı dersiniz, beni Deniz zannedenler mi dersiniz; ne ararsanız var. Bu Vega sevgimin sebebi genetik bir bağ da olabilir, bilmiyorum. Neyse…

Konser 23:30’da başladı, 01:30’da bitti. Sadece 5 dakikalık bir ara verdiler. Onun dışında Tamam Sustum, Tatlı-Sert ve Hafif Müzik albümlerinin en iyilerini –yani neredeyse tüm şarkılarını- çaldılar. Bu kadar iyi şarkıların sahibi sahnedeyken tabii ki söylenmeyen bir şarkı insanı mekandan eksik çıkarttı. Hafif Müzik’in  pamuk şekeri, sözlerin derinine indiğinizde sizi afallatan manalar çıkarmanızın sebebi ‘Yalnızca Ben, Yüzlerce Sen’ çalınmadı. Oysaki ben çok hazırdım “Bap bap şu bap baaa!” diye bağırmaya. Aslında Vega fanı olmak da zor. Tüm albümlerinin her şarkısını da çalsalar mutlaka bir şey eksik hissi yaşıyorsunuz. Konser bitince hem güzel bir konser izlemenin keyfine varıyor hem de neden bu kadar kısa sürdü hissine kapılıyorsunuz.

Tabii bunun yanında setlistte yer almayan muhteşem sürprizleri de oldu Vega’nın. Genelde konserlerinde çalmadığı ve benim yıllar geçse de yeni doğan bebeğim gibi sahiplendiğim “Evet, Ne Var?”, Tatlı-Sert’in en vurucu şarkılarından ‘Tadın Kaldı’ ve ilk albüm Tamam Sustum’dan ‘Anlatma’ geceyi ölümsüzleştirdi. Bunun dışında ne zaman dinlesem Vega’ya duyduğum saygı seviyesini zirveye taşıyan Sokaklar Tekin Değil’de kendimden geçtim. İz Bırakanlar Unutulmaz’da Behzat Ç.’nin unutulmaz sahnesi bir kez daha gözlerimin önünden geçti. İzleyenler hatırlar; Behzat ve savcı Esra diyaloğunu:

Behzat: Biz senle hep kavga ederiz, mutsuz oluruz biz senle.
Esra: Mutsuz olalım ne var? Biz de mutsuz oluruz. Ben seninle mutsuzluğa da varım!

Ve neredeyse tüm setlistte hayatımın farklı kesitlerini hatırladım; hüzünlendim, tebessüm ettim, sinirlendim, heyecanlandım.

Deniz’in izleyiciyle iletişimini de çok seviyorum. “Bizi sizin alkışlarınız var etti” tandanslı söylemlerden uzak, samimi, olduğu gibi; Deniz gibi. Grubun gitaristi, aynı zamanda Deniz'in eşi ve hatta aynı zamanda Ceylin'in babası Tuğrul'la sahnede olan iletişimin de ailecek hastasıyız! 

Son olarak, daha önce dinlemeyenlere tavsiyeler: Sokaklar Tekin Değil, Evet Ne Var?, Zat-ı Ali, Desem de İnanma (ki bu şarkı Tatlı-Sert 2 albümündeki alaturka versiyonuyla da sizi bambaşka yerlere götürür), Elimde Değil, Yalnızca Ben Yüzlerce Sen, Tadın Kaldı, İz Bırakanlar Unutulmaz, Bi Haber, Anlatma, Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı, Poh Poh Perisi… Biri beni durdursun yoksa ben bütün şarkıları yazacağım buraya!

Vega’ya not: Son şarkı Tadın Kaldı’ydı. Deniz şarkının son dizesini, “Bizi üzen neyse burda bitsin…”, söyledi ve konser bitti. Deniz, bizi üzen konser değildi ki. Neden bitti?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder